Bir kurban bayramını daha geride bıraktık,çok şükür...Rabbim seneye de görmeyi nasip etsin herkese.Daha önce Rize'den dönüş yazımda Batum'dan bahsedeceğimi yazmıştım,onu yazayım fırsat bulmuşken dedim.Bu Batum'a benim ilk gidişim,sevdim mi HAYIR! Başkalarını bilmem ama bana çok soğuk geldi,kendimi sanki Tolstoy'un,Dostoyevski'nin kitaplarında gibi hissettim,içim titredi resmen.
İlginç bir şehir Batum,Karadeniz'in Çukurovası diyorlarmış çok doğru...Karadeniz bütün sıkıntısını Türkiye'ye yaşatıyor,o tarafa geçince kedi gibi oluyormuş.İçimiz acıdı ama nasıl gitmiş bu bereketli topraklar bizden diye...Kimsenin toprağında gözümüz yok,herkes barış içinde yaşasın ama bir zamanlar o toprakların bizim olduğunu bilmek üzüyor insanı!
Şehrin bir tarafında inanılmaz bir ihtişam var ,diğer tarafında ise geçmişten kalma sefillik,rezillik izleri insanın içini donduruyor.
Burası bizdeki Turizm Otelcilik Yüksek Okulu gibi bir şey,öğrenciler eğitim görüyor,otel de uygulama oteli sanırım.
Bu parka bayıldık,su müzikle beraber hareket ediyor.Eline kahveni al,saatlerce otur,süper bir yer.
Bu arada Batum'da bir de kaybolduk...2 kişi bir şey almak için bir dükkana girmiştik,4 kişi de dışarıda bizi bekliyormuş.Bu mu şu mu derken oyalandık sanırım,dışarı çıktık veee grup ortada yok.İnanılmaz panik oldum.Kimseyi arayamıyoruz telefonlar yurt dışına kapalı,derdimizi anlatamıyoruz Türkçe bilen yok.O kadar sinir bozucu bir durum ki anlatamam.Normalde ben derdimi anlatacak kadar İngilizce bilirim ama ne gezer?Bildiğim her şeyi unuttum sanki...Yaklaşık 1 saat sonra tam biz nerede olduklarını bulmuşken onlar da bizi buldu.Allah'tan bir arkadaş bizi dükkana girerken görmüş,biz de o kadar dolanıp grubu bulamayınca ilk kaybolduğumuz noktaya gitmeye karar verdik ve bizi orada buldular.
Batum hiç güvenli bir şehir değilmiş,her türlü mafya kol geziyormuş.İyi ki 2 bayan tek değildik,erkek arkadaşların yanımızda olması o an için en iyi şeydi sanırım.Gündüz tek bir insan yok, neredeyse terk edilmiş gibi,akşam ise adım atacak yer yoktu,beyler oldukça sakindi(ya da sakin görünüyorlardı)ama ben çok panikledim.Sağ salim Çayeli'ne döndüğümüzde çok şükrettim.Allah kimseyi vatanından uzak düşürmesin,amin...
Hayırla,umutla kalın...
Zübeydecim yazını okudum ben de çok heyecanlandım kaybolma maceranızda Allahtan arkadaşlarınızla kavuşmuşsunuz. 17- 18 sene önce on dolar için insan vuruyorlar diyorlardı. Memleketimiz gibisi yok elhamdulillah. İnsanın güvenle gezmesi gibisi var mı? Rabbim hasret bırakmasın.
YanıtlaSilBeni takibe almışsın güzel yorumun için çok teşekkür ederim. Ben de takibe aldım seni. :) inşaAllah güzel paylaşımlarda buluşuruz. Allah'a emanet ol! :)
Ayrıca hayırlı olsun bloğun, çok beğendim. :)
YanıtlaSilÇook teşekkür ederim,Allah razı olsun.Bazı insanlarla hiç tanışmasan da gönül bağı olur ya,bloğunu okurken çok sevdiğim bir arkadaşımla karşılıklı sohbet ediyormuş gibi hissettim.Ellerine sağlık,hep yaz inşallah,hayırla kal...
SilNe güzel bir gezi olmuş, gezi yazılarına gerçekten bayılıyorum. Hakikatten canım toprakların gitmiş olması üzücü ama şu an bulunduğumuz toprakların değerini takdirini bilsek bize yeter. Bu arada bloğunuz hayırlı olsun, takibe aldım ve beğendim, ben de üyem olursanız mutluluk duyarım. Karadeniz benim de en merak ettiğim gezmeyi en çok istediğim yerlerden ama henüz gitmek nasip olmadı, hep övgüler duyuyorum. Dilerim bir gün gezmek nasip olur..:) Sevgiler.
YanıtlaSilÇok teşekkürler,Karadeniz gerçekten görülmeye değer,hoş ülkemizin her yeri ayrı güzel çok şükür...Bloğunuzu çok önceden takibe almıştım zaten,beğenerek takip ediyorum,yeni fikirlere her zaman ihtiyacımız var,sevgiler.Ayrıca bloğuma hoş geldiniz...
Sil