25 Kasım 2013 Pazartesi

Sonunda...

Selamün Aleyküm,
ne çok oldu,bloğumda birşeyler yazmayalı! Tembellikten değil inanın,o kadar çok şey yaptım ki,oturup ki satır yazacak vakit bulamadım...Okulda bu zamanlar hep yoğun oluyor aslında.4.sınıfların yazılıları,1.sınıfların ilk okuma yazma telaşları,tedirginlikleri,ara karneler,okulun yıl sonu demirbaş işleri...Ufff yazarken bile yoruldum... Bu arada herkes oluyor ben kusur kalmayayım dedim,grip oldum,1 hafta kafam bana fazlalık şekilde yaşadım.Ama bitti çok şükür,her şey yoluna girdi,rahatladım sayılır.
   Aslında akşamları dinlenmek,rahatlamak amacıyla dikiş diktim bir sürü ancak paylaşamadım.İlk olarak şu ''Cahil Cesareti'' ceketimi bitirmeye çalıştım.Ama dedik ya cahil diye bu kadar oldu! Başladığım modelle pek bir benzerlik yok aralarında,tamamen farklılaştı.Ama ben ikizler burcuyum,bir iş bu kadar uzun sürerse sıkılırım:)Şaka bir yana yapamadım yakasını ve değiştirdim.Henüz bitmedi ama bitti sayılır...
 İlik açmak yerine büyük çıtlar diktim,üstüne düğme gelecek...(Çıtları da ters yöne dikmişim,değişmesi gerek!)


    Kumaşım yünlü bir kumaştı,yünün sıcaklığını hissetmeyi seviyorum,o yüzden astar yapmadım,tüm dikişleri ise saten biye ile temizledim.Çok da şık oldu,hatta eşim çok beğendi,dışına da koysana bunlardan diyor...

  Yakayı da sadece biye ile çevirmiştim,nasılsa baş örtüsü geliyor diye ama baktım ki şal bağladığımda hoş durmayacak daha önce siyah tuniğimde yaptığım seyyar yakadan yapmaya karar verdim.Yapınca bir de bütün olarak yayınlamayı düşünüyorum.

   Bakalım giyince nasıl olacak?
Hayırla kalın,Allah'a emanet olun...

20 Kasım 2013 Çarşamba

Meleğim Olur musun?


 Selamünaleyküm dostlar,
uzun süredir gerçekten çok yoğunum ve bloğuma ne yazık ki vakit ayıramıyorum.Ama http://bulutgolgesi.blogspot.gr/ öyle bir etkinlik düzenlemiş ki kayıtsız kalamazdım.Hem karınca kararınca bir şeyler yapmak hem de sizlere duyurmak istedim.

Aslında şu var ki kimse için değil yaptıklarımız,sadece kendimiz için...
Hayırla kalın,Allah'a emanet olun...

13 Kasım 2013 Çarşamba

Aşure Gününün Fazileti

   Muharrem ayının onuncu günü Aşûre günüdür. Muharrem ayı, Kur'an-ı kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Muharremin birinci günü oruç tutmak, o senenin tamamını oruç tutmak gibi faziletlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur.) [Müslim]

   Bu ayın en kıymetli gecesi de Aşûre gecesidir. Allahü teâlâ, birçok duaları Aşûre günü kabul etmiştir. Hazret-i Âdem'in tevbesinin kabul olması, Hazret-i Nuh'un tufandan kurtulması, Hazret-i Yunus'un balığın karnından çıkması, Hazret-i İbrahim'in ateşte yanmaması, Hazret-i İdris'in canlı olarak göğe çıkarılması, Hazret-i Yakub'un oğlu Hazret-i Yusuf'a kavuşması, Hazret-i Yusuf'un kuyudan çıkması, Hazret-i Eyyüb'ün hastalıktan kurtulması, Hazret-i Musa'nın Kızıldeniz'i geçmesi, Hazret-i İsa'nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması Aşûre günü oldu.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Aşure günü Nuh aleyhisselamın gemisi, Cudi dağına indirildi. O gün Nuh ve yanındakiler, Allahü teâlâya şükür için oruçlu idiler. Hayvanlar da hiç bir şey yememişti. Allahü teâlâ denizi, beni İsrail için, aşure günü yardı. Yine Aşure günü Allahü teâlâ Adem aleyhisselamın ve Yunus aleyhisselamın kavminin tevbesini kabul etti. İbrahim aleyhisselam da o gün doğdu.) [Taberani]

   Öteden beri Kureyş de, Resulullah da Aşure günü oruç tutardı. Medine’ye gelince de yine o gün oruç tuttu ve tutulmasını emretti.(Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)


Hicri yılbaşında okunan bu dua, Aşure günü de okunabilir:
(Elhamdülillâhi Rabbil-âlemîn. Vessalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn. Allahümme entel-ebediyyü'l-kadîm, el-hayyül-kerîm, el-hannân, el-mennân. Ve hâzihî senetün cedîdetün. Es'elüke fîhe'l-ısmete mineşşeytânirracîm, vel avne alâ hâzihin-nefsil-emmâreti bissûi vel-iştiğâle bimâ yukarribünî ileyke, yâ zel-celâli vel-ikrâm, birahmetike yâ erhamerrâhimîn. Ve sallallâhu ve selleme alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve ehl-i beytihî ecmaîn.)
     Tüm müslüman alemine hayırlı olsun,dualarımız kabul olsun inşallah...
                                                                                   Hayırla kalın.

10 Kasım 2013 Pazar

Açlık Nöbetleri


  Yemeği erken yeyince bu saatlerde acıktım,ne yesem diye başladım mutfakta dolanmaya...Yiyecek çok da sonradan pişmanlık oluşturacak şeyler...Ben de sonunda bunu buldum,hem açlığımız geçecek hem de vicdan azabı duymayacağım.Yanında da yeşil çay,metabolizmamız hızlansın de mi?



   Hemen yemeliyim yoksa kızım hepsini yiyecek!Mutfağa gidip almaya üşeniyormuş!Hayırla kalın...

Etli Kuru Patlıcan Dolması

    Bugün hazır evdeyken birkaç çeşit yemek yapayım,hafta içi hazırımda bulunsun diye mutfağa geçtim.Evde öğleye kadar yalnız kalan kızıma kolay olsun diye sodalı  patatesli gül böreği yaptım.(Tarifini yazacağım)Eşim istediği için kuru fasulye bir de kuru patlıcan dolması yaptım.
   Kuru patlıcanın hem etlisini hem zeytinyağlısını çok severim.Bugün etlisini yaptım,kısaca anlatayım.Şahane oldu,ama çok yiyemedim,malum diyet durumları...(Bu arada 1,5 kilo geriledi baskül,hadi 1 olsun 1 haftada buna da razıyım...)
 MALZEMELER:
15-20 adet patlıcan kurusu
100 gr.orta yağlı kıyma
2 adet soğan(Büyüklüğüne göre 1 adet de olabilir)
2 adet domates rendesi(Domates sos kullandım)
1 yemek kaşığı domates salçası,1 tatlı kaşığı biber salçası
1/4 demet maydanoz
2-3 yemek kaşığı nar ekşisi
Tuz,karabiber,pul biber,kimyon(hepsi damak tadınıza göre)
Her patlıcan için 1 tatlı kaşığı olacak şekilde pirinç(yıkıyoruz)

      Tüm malzemeyi iyice karıştırıyoruz,ben elimle yoğuruyorum ki elimin lezzeti geçsin:) Sonra da bildiğimiz dolma gibi dolduruyoruz.
                                                                               


       Yalnız ağzına domates vs.ile kapak yapmadığımızdan çok doldurmuyoruz ve ağız ucunu birbirine yapıştırıyoruz.








     Tencereye birbirine destek olacak şekilde dizip önce üstüne bir kapak ya da tabak kapatıyoruz,sonra da aynı hizaya gelecek kadar kaynar su koyup kısık ateşte pişiriyoruz,afiyet olsun.
                                                                                                                                 Hayırla kalın...

6 Kasım 2013 Çarşamba

Babam Gitti...


     Bugün yoğun bir gündü.Malum her gün ki gibi okul! 15.30 gibi evde oluyorum okul sonrası.Ardından kızımın okuluna uğrayıp Matematik öğretmeniyle görüşmem gerekiyordu.Her ne kadar görüşemesem de gittim,başka öğretmenleri varmış onlarla görüştüm. Ordan sonra annem ve ablalar-kardeş olarak eski bir komşunun kızı evlenmişti ona hayırlı olsuna gidecektik.Gittim,annem yok,nerede diye sorduğumda ise İzmit'ten teyzemler geldi ,annem gelemedi dediler.
   Neyse oturduk,çaylar içildi falan (hoş çay faslı biteli çok olmuştu ben ekstradan oldum biraz...)çıktık.Büyük kızımı dershaneye etüte götürme saati gelene kadar anneme uğrayıp teyzemleri  göreyim dedim.Ablamla gittik zile bastık,annem kapıyı açtı ama iki gözü iki çeşme ağlıyor.Biz birden şoke olduk.Anne ne oldu diye sorduğumuzda "babam gitti!" dedi.O an ablam da ben de aynı şeyi düşünmüşüz,donakaldık.
     Evet dedem gitmişti ama çok şükür bizim düşündüğümüz gibi bir yere gitmemişti.Dedemi teyzemler biraz da bizde kalsın diye İzmit'e götürmüşlerdi...Yukarıda resmini gördüğünüz şahış bahsettiğim dedem,torunlarının çocuklarının deyimiyle Pamuk dedemiz.Yaklaşık 90 yaşında,anneannemin vefatından sonra tek başına uzun süre kalamadı artık kendini idare de edemiyor ve çocuklarıyla kalıyor.Annemin o derece ağlamasının nedeni babasının İzmit'e gitmiş olmasıymış...
    Artık konuştuk,teselli ettik,teyzemler düğüne gelirken geri getirirler falan dedik de şu an daha iyi...İnsan kaç yaşında olursa olsun anne babanın yeri ayrı oluyor.Dedem açısından da ne güzel ki ona hiç gocunmadan bakan kızları var ve kısa süreliğine de olsa bir yere gitti diye böylesine göz yaşı döküyor.

Allah bizi de ana babasına bakan merhametli evlatlardan eylesin,amin...

    Küçük kızımı okuldan aldım eve geldim,bu arada bilgisayarın başına geçtim,birazdan da büyük kızımı etütden almam gerekiyor,Allah'a emanet olun...(Eşim şehir dışında,resmen servis şoförüne döndüm yaaa....)
Not: Resimdeki diğer kişi ise 2 numaralı ablam!

5 Kasım 2013 Salı

Kışlık Sostan Domates Çorbası

    Küçük kızıma çorba sevdirmek konusunda sıkıntılıyım.Birkaç çeşit çorba dışında çorba içmek istemiyor.Domates çorbası da sevdikleri arasında olduğundan bizim evde yaz kış domates çorbası yapılır. Eeee kışın domatesler malum alınıp yenilecek gibi değil.Zaten ben ekim sonu yazlık sebze meyve alımını bırakır,nisan gibi başlarım.Yediklerimiz zaten yeterince ilginç durumda,en azından mevsiminde yiyelim de daha az zarar versin diye düşünüyorum.

   İşte bu sebeplerdendir ki kışın domates çorbası yapacağım zaman hemen hepimizin kış hazırlıkları içinde yaptığımız kışlık sos yetişiyor.Yazın yaptığımız domates çorbasından tek farkı daha zahmetsiz oluşu...Nasılsa sos hazır,domates rendeleme işi iptal,gerisi bildiğiniz gibi!
                              Bu kavanozdaki sosun yarısını kulladım.(Bu kullanılmış hali)
   Tepeleme 2 yemek kaşığı  unu kavurdum(ben yağsız kavuruyorum,isterseniz biraz tereyağ ile kavurabilirsiniz.),üstüne 1 tatlı kaşığı salçayı da koydum, hafif kavurup, yarım litrelik sosun yarısını döktüm ve karıştırtım. Önce biraz soğuk su ile ardından sıcak su ile kıvamını ayarladım ve ocaktan indirmeden 5 dk önce 1 s.b süt ekledim.İçinde un oduğu için kaynama esnasında koyulaşma olduğundan süt kıvamda sorun oluşturmuyor.Sütten sonra tuzunu da ayarladım ve kaselere koyunca rende kaşarla servis ettim.Afiyet olsun...

 Not:  Bu ölçüden 6-8 kişilik çorba çıkıyor.
                                                                             Hayırla, afiyetle kalın...

3 Kasım 2013 Pazar

Niyet Ettim Diyet Etmeye...

    Ahhh ahhh...Herşeyin tek suçlusu baskülün biten pili!Pil bitti, olan bana oldu...Baskül sayesinde oto kontrol sağlıyormuşum meğer,eşim basküle pil alınca basküle çıkmamla inmem bir oldu!Hamileliklerim dışında bu kiloyu asla görmemiştim.Kilomu evdekiler dahil kimseciklere söylemedim,söyleyemedim.Şimdiye kadar kilo konusunda hiç sorun yaşamamıştım,1-2 kilo aldım mı hemen dikkat eder kendime çeki düzen verirdim.Ama şimdi öyle dikkat etmeyle falan olacak gibi değil.Üstüne bir de Şubatta kardeşimin düğünü var,düğüne kadar bu işi çözmem gerek!
   Bakalım eskisi kadar kolay kilo verebilecek miyim? yaş 35'i geçince metabolizma hızı düşüyormuş,eee yaş 36 oldu,hayırlısı bakalım.Bir de müsli tarifi buldum internetten,onu yaptım bugün.(Basen eritiyormuş)
 2 fincan yulaf tanesi, 2 fincan kırılmış fındık, 1 fincan buğday, 1 fincan çekirdeksiz kuru üzüm, 1 fincan ayçiçek tohumu, 1 fincan badem, 1 fincan ince kıyılmış kuru kayısı..
Malzemeleri karıştırıp, blenderdan geçirin. Hazırladığınız karışımı tam 12 porsiyon olacak şekilde eşit parçalara ayırın. Her porsiyonda karışımı bir bardak diyet soğuk süte ilave ederek tüketeceksiniz. Tabii üzerine yarım dilim muz da ekleyebilirsiniz.
 Ben fındık,badem,buğdayı rondoda kıydım,kayısıyı minik minik doğradım,üzüm,yulaf ezmesi ve çekirdeği bütün olarak koydum.Yarın sabah başlıyorum...
Vakumlu bir kaba koydum ki şişmesin,bayatlamasın.Tadı da güzel oldu.Süreci buradan paylaşacağım,yazacağım bir kiloya düşünce kilomu da yazacağım,hayırla sağlıkla kalın...

ÇEKİLİŞ VAR

Yasemin Hanım yine 3 güzel hediye iel çekiliş yapıyor.Katılım için buyrun:
http://yaseminindiktikleri.blogspot.com